Son günlerde yapılan açıklamalarla gündemde olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci İsmail Saymaz'ın yönelttiği eleştirilere sert bir yanıt verdi. Erdoğan, muhalefete yönelik eleştirilerinde kullanmış olduğu çarpıcı ifadelerle dikkat çekerken, medyanın bu durumu nasıl değerlendirdiği üzerine ilginç bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Eleştirilerinin merkezinde yer alan “sağır duymaz, uydurur” ifadesi, Erdoğan’ın muhalif görüşlere gösterdiği tepkiyi gözler önüne serdi.
Gazeteci İsmail Saymaz tarafından sorulan bir soru üzerine Erdoğan, muhalefetin eleştirilerini yanıtsız bırakmayarak cevap verdi. "Yanlış bilgi vermek ya da gerçekleri çarpıtmak, bu çağda bir suçtur" diyen Erdoğan, özellikle sosyal medya üzerinden yayılan haberlerin vetirelerinde ele alınması gerektiğini vurguladı. “Sağır duymaz, uydurur” şeklindeki çıkışı, yalnızca muhalefet partilerinin eleştirilerine değil, aynı zamanda bu eleştirilerin altındaki motivasyona da dikkat çekiyor. Erdoğan, benzeri eleştirileri daha önce başka platformlarda da yanıtladığını, karşıt görüşlerin çoğu zaman gerçekleri yansıtmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı'nın bu sert tepki ile beraber, Türkiye'nin medya ortamında nasıl bir dönüşüm yaşandığı da gözler önüne seriliyor. Geçtiğimiz dönemde çeşitli medya kuruluşları, hükümet karşıtı haberler yaparak kamuoyunu bilgilendirmeye çalışsalar da, Erdoğan’ın ifadesi, bu durumun ne denli tartışmalı olduğunu göstermektedir. Ülke genelinde güvenilir bilgi akışının ne kadar hayati olduğu konusunda bir tartışma çıktığı bu günlerde, medyanın objektifliği büyük bir önem taşıyor. Erdoğan'ın bu çıkışı, belirsizlik ve şüphe ile dolu bir döneme işaret ederken, aynı zamanda gazetecilik etiğinin ve sorumlu medya anlayışının gerekliliğini de bir kez daha gündeme getirdi.
Bu bağlamda, Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar, yalnızca mevcut siyasi durumu değil, Türkiye'nin sosyal ve ekonomik dinamiklerini de yeniden sorgulatıyor. ''Medyanıza güvenmeye devam edin!” diyerek halkı bilgilendiren Erdoğan, bu yolla hem muhalefeti hem de medyayı daha dikkatli olmaya davet etti. Böylece, Türkiye'deki muhalefet medyasının sert eleştirilerine karşı bir direniş sergileyen Erdoğan, kendi siyaseti üzerinden bir iletişim stratejisi izlediğini göstererek, sadece siyasi bir mücadele değil, aynı zamanda bir algı yönetimi yürütüyor.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gelen eleştiriler, Türkiye'deki siyasi arenayı şekillendirmeye devam ederken, yapılan açıklamalar ve yanıtlar; demokrasi, ifade özgürlüğü ve medya etiği üzerine köklü bir tartışmanın da fitilini ateşlemiş durumda. Erdoğan’ın "sağır duymaz uydurur" ifadeleri, yalnızca kişisel bir tepki değil, aynı zamanda Türkiye’deki her bireyin bilgiye erişim biçimini, muhalefetle olan ilişkisini ve medyaya duyduğu güveni de sorgulaması gereken bir dönem olduğunu gösteriyor. Gelecekte bu tür tartışmaların hangi yöne evrileceği ise merak konusu olmaya devam ediyor.