İstanbul, 1 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen güçlü bir depremin etkisi altında kalırken, bu beklenen büyük İstanbul depremi değil, fay hattının enerji biriktirdiği bir olay olarak kayıtlara geçti. Yerel saatle 14.32’de yaşanan bu sarsıntı, 5.5 büyüklüğünde olup birçok vatandaş arasında paniğe neden oldu. Uzmanlar, bu tür depremlerin, İstanbul'un geçmiş tecrübeleri doğrultusunda yerel halk üzerinde kaygı yarattığını belirtirken, büyük bir felaket senaryosunun yaşanmadığına dikkat çekiyorlar.
Deprem, İstanbul'un genelinde hissedilirken, özellikle Avrupa Yakası'nın merkezi bölgelerinde şiddetli bir sarsıntı olarak ifade edildi. Sarsıntının merkez üssünün Marmara Denizi'nin açıklarında olduğu bildirildi. Olay sonrası alınan ilk verilere göre, can kaybı yaşanmazken, bazı bina ve altyapılarda küçük çaplı hasarların meydana geldiği öğrenildi. Deprem sırasında bazı vatandaşların cep telefonlarıyla çektiği videolar sosyal medya platformlarında hızla yayıldı. Panik anıların kaydedildiği bu görüntüler, sarsıntının ne denli hissedildiğini yeniden gözler önüne serdi.
Uzmanlar, depremin büyüklüğüne dair aldıkları verileri paylaşırken, İstanbul'un fay hatlarıyla çevrili bir şehir olduğunu hatırlatarak, her an benzer olayların yaşanabileceğine dikkat çekti. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, "Bu sık sık yaşanan bir durum. Fayların hareketliliği, İstanbul'daki depremlerin sarmal bir süreç içinde olduğunu gösteriyor," diyerek önemli bir uyarıda bulundu. Ayrıca, "Halkın bu tür olaylar karşısında daha hazırlıklı olması, önleyici tedbirlerin alınması açısından son derece önemlidir," dedi.
Bütün bu gelişmelerin yanı sıra, İstanbul'da beklenen büyük depreme dair endişeler de artmaya devam ediyor. Uzmanlar, bu tür orta büyüklükteki depremlerin, yüzyıllar boyunca biriken enerjinin açığa çıkması anlamına geldiğini ifade ediyor. Yani bunun bir sonuç olduğunu vurgulayan bilim insanları, “Büyük bir depremin geleceğini söylemekte henüz erken ancak fayların harekete geçmesi için gerekli olan enerjinin birikmekte olduğu açık,” değerlendirmesini yaptılar.
İstanbul'daki fay hatlarının durumu ve geçmişteki büyük depremler göz önüne alındığında, 7.0 ve üzeri sarsıntıların korkusunu da taşımayan bir şehir olarak hazırlık seviyesinin artırılması gerektiği belirtiliyor. Depremden sonra yaşanan kısa süreli paniğin, toplumun genelinde deprem konusunda farkındalığı artırabileceği düşünülüyor. Çünkü İstanbul'da bir ‘büyük deprem’ beklenmesi, bu konudaki reflekslerin gelişmesine ve tartışmaların artmasına neden oluyor. Kamu açık alanlarının bu tip olaylara hazırlanması ve risk altındaki yapıların durumu konusunda daha kapsamlı incelemeler yapılması gerektiği de uzmanlar tarafından vurgulanıyor.
Sonuç olarak, İstanbul'da yaşanan bu şiddetli deprem, halkın bir miktar korku yaşamasına neden olsa da, beklenen büyük depremin henüz gelmediğini, dolayısıyla fay hattının enerji biriktirmeye devam ettiğini gösteriyor. Bu tür olaylar gelirken insanların endişelerini artırsa da, doğru bilgilendirme ve eğitim ile birlikte şehir dinamiklerinin daha sağlam temellere dayandırılması önemli. İstanbul'un depreme hazırlık konusundaki çalışmalarının hızlandırılması gerektiğinin altı çiziliyor. Şehir halkının ise, olası sarsıntı anındaki panik durumlarını minimize etmek için daha önceki deneyimlerden yararlanarak kendini hazırlaması gerektiği ifade ediliyor.