Eski ABD Başkanı Donald Trump, siyasi kariyeri boyunca uluslararası ilişkilerde barışı sağlama çabalarıyla ön plana çıkmıştı. Şimdi ise Kafkasya'daki Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan anlaşma, Trump'ın aradığı barış ortamının bir tezahürü olarak yorumlanıyor. Bu anlaşma, iki ülke arasındaki tarihi çatışmanın alevlendiği bir dönemde imzalandı ve bölgedeki istikrar için önemli bir zemin sundu. Peki, bu anlaşma gerçekten ne anlama geliyor? Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerginliklerin sona ermesi, sadece bu iki ülkeyi mi etkileyecek, yoksa daha geniş bir bölgesel barış mı yaratacak? İşte bu soruların yanıtları.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki anlaşma, uzun yıllardır süren çatışmayı sona erdirme amacı taşıyan bir dizi temel maddeyi içermektedir. Anlaşmanın en önemli maddelerinden biri, iki ülkenin belirli sınır bölgelerinde ateşkes ilan etmesidir. Bu madde, bölgede yaşanan çatışmaların önünü almayı ve barış ortamının oluşmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Taraflar ayrıca, karşılıklı olarak savaş esirlerinin serbest bırakılmasını ve sosyal, ekonomik işbirliğinin teşvik edilmesini de taahhüt etmişlerdir.
Bu anlaşma, geçmişte yaşanan silahlı çatışmaların ve toprak ihlallerinin ardından atılan kritik bir adım olarak görülüyor. 2020'de başlayan ve dünya genelinde geniş yankı uyandıran Dağlık Karabağ çatışması, iki ülke arasındaki ilişkilerin gidişatında büyük bir dönüm noktasıydı. İki taraf arasındaki barış görüşmeleri, hem bölgesel güvenlik hem de uluslararası ilişkiler açısından büyük bir öneme sahiptir. Anlaşmanın kabul edilmesi, Kafkasya'nın jeopolitik dinamiklerini etkileyebilir ve uluslararası aktörlerin kazan-kazan mantığıyla hareket etmesine olanak tanıyabilir.
Azerbaycan-Ermenistan anlaşması yalnızca iki ülkenin ilişkilerini etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelerin politikalarını da önemli ölçüde şekillendirebilir. Türkiye’nin Azerbaycan’a olan desteği, Rusya’nın ise Ermenistan ile olan tarihsel yakınlığı anlaşmanın temel dinamiklerini oluşturan unsurlardır. Bu çerçevede, Türkiye ve Rusya’nın rolü, olası yeni bir güç dengesinin kurulmasında belirleyici olabilir. Bu anlaşma, aynı zamanda NATO ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşların da bölgedeki politikalarını etkileyecek ve bu yapılarla Kafkasya arasındaki ilişkilerin yeniden tanımlanmasına yol açabilir.
Barış sürecinin kalıcı bir hale gelmesi, hem Azerbaycan hem de Ermenistan için ekonomik faydalar sağlayabilir. Özellikle, enerji geçiş projeleri ve ticaret yollarının açılması, bölgenin ekonomik kalkınmasını hızlandırabilir. Anlaşmanın başarısı, bölgedeki diğer ülkeler için de bir model teşkil edebilir ve benzer çatışmaların çözümünde ilham verici bir örnek oluşturabilir. Ancak, bu süreçte karşılaşılacak zorluklar da yadsınamaz. Tarihsel düşmanlıkların ve karşılıklı güvensizliklerin aşılması, zaman ve kararlılık gerektiren bir süreç olacaktır.
Sonuç olarak, Trump'ın aradığı barışın Kafkasya'da sağlanması, pek çok açıdan umut verici bir gelişmedir. Ancak bu sürecin sürdürülebilir ve kalıcı olması için her iki tarafın da üstlendiği yükümlülüklere sadık kalması ve diyaloğu sürekli kılması gerekecektir. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki bu tarihi anlaşma, hem bölgesel barışa hem de küresel güvenliğe katkıda bulunma potansiyeline sahiptir. Gelecek günlerde, bu anlaşmanın nasıl şekilleneceği ve hangi sonuçlara yol açacağı merakla bekleniyor. Kafkasya’da barışın sağlanması, dünya genelindeki pek çok çatışma için de örnek alınabilecek bir deneyim sunmaktadır.